Eğiticinin Eğitimi İçerik:
- Eğitim ve öğretim Farkı
- Eğitimde ve eğitmende olmazsa olmazlar
- Eğitimin planlanması
- Eğitimin hazırlanması ve sunum
- Yetişkinlerde Öğrenme
- Sunum korkusunun yenilmesi
- Eğitim bir sahne oyunudur!
- Sunum teknikleri açısından eğitim
- Eğitimcinin sözcükler, beden dili ve duruşu ile ilgili ipuçları
- Öğrenci / Dinleyici Tipleri / Profilleri
- Eğitimlerde Yaşanan Sorunlar
- Zor Durumlar ile Başa çıkma
- Eğitimin değerlendirmesi
Eğiticinin Eğitimi Amaç:
Bilgiyi bir yerden bir yere doğru tranfer etmenin, fiziksel, mental ve psikolojik metodlarını görerek, eğitmek, anlatmak, öğrenmeyi öğrenmek vb yetkinliklere sahip olmak.
Eğiticiyi eğitmek, uzmanlığı ya da görevi eğitim vermek olan bireylerin mevcut bilgilerini ilerletme ve becerilerini geliştirme anlamına gelir. Öğrenmenin sonu yoktur ve hiç kimse mükemmel değildir. Hepimizin her zaman ve her konu ile ilgili olarak gelişim imkanı vardır. Değişimlerin bu kadar hızlı olduğu bir zamanda kendimizi ve biliglerimizi her zaman güncel tutmamız gerekmektedir.
Hele insanları eğitmek basit bir iş değildir ve gerçekten en küçük soruları bile ele almaya ve sorunlara uygun çözümler sunmaya kesinlikle hazır olmanız gerekir. Eğitmenlerin kendi uzmanlıklarındaki gelişmeleri yakından takip etmeleri, öğrenmeyi öğrenmeleri, psikolojik temel enformasyona ve aynı zamanda sunum becerisi yetkinliğine sahip olmaları gerekmektedir.
Yapay zeka çağının gerekliliği olarak dijital okur – yazarlık konusunda da yetkinliklerini arttırmaları gerekmektedir. Hele Covid 19 sonrası, Harmanlanmış öğrenme (Blended Learning) gibi dijital teknolojiler kullanılarak verilen yeni eğitim dünyasında bu yetkinlik olmazsa olmaz hale gelmiştir.
Eğitmenlerin eğitim ihtiyacı nedir?
Eğitmenlerin eğitimi, ilgili eğitimlerini daha verimli ve etkili bir şekilde vermelerine yardımcı olmak amaçlı tasarlanmıştır. Aslında kişilere bireysel becerileri ve temel yetkinlikleri üzerinde çalışma ve daha heyecan verici, yenilikçi ve benzersiz bir şey ortaya çıkarma ve sonunda son kullanıcılara fayda sağlama fırsatı verir.
Maalesef, çok az eğitmen, genel davranış modellerini inceler ve kendilerini nasıl geliştireceklerine önem verirler. Bir eğitmenin rolü sadece slaytları okumak ya da dersi birebir motomot anlatmak olmamalıdır. Aslında eğitmen anlattığı bilginin hayata nasıl geçirebileceği veya nasıl entegre edilebileceği konusunda tecrübelerini paylaşmalı ve bu konuda dinleyicilerini motive etmesi etmelidir. Çünkü hayata geçirilemeyecek bilgi kişiye sadece bir yüktür. Hele yapay zeka & big data ya da kripto çağı vs adına ne derseniz deyin içinde bulunduğumuz zaman diliminde bence artık biz eğitmenlerin BİLGİ değil, DENEYİM paylaşması gerekmektedir. Çünkü geri kalanı artık kişi internetten öğrenebilir. Ama o bilgiyi hayatına nasıl adapte edeceği, nerede ve nasıl kullanacağı ile ilgili deneyimlere ulaşamaz.
Böyle baktığımızda gerçek eğitimin ömür boyu olduğunu görürüz. Yaşamayı yani deneyimi gerektirir. Hatta, Einstein’in dediği gibi “Eğitim, insanın okulda öğrendiği herşeyi unuttuğunda arta kalandır” Öğrenim belli bir amaca yönelik, sürelidir, motomottur. Tekrarı gerektirir. Dolayısıyla kendimize şunu sorabiliriz: Eğitiyor muyuz, öğretiyor muyuz?
Eğitim modellerinin farkında mıyız?
Yani
- Bilgiyi işleme modeli
- Kişisel modelleir
- Sosyal etkileşim modelleri veya
- Davranış değiştirme modellerini biliyor muyuz?
Öğrenmede görsel, işitsel veya kinestetik bileşenlerin farkında mıyız?
Dinleyici ya da öğrencilerimizi doğru analiz ederek ve onların öncelikleri ve/veya ihtiyaçları doğrultusunda eğitimlerimizi hazırlıyor muyuz? Yoksa tüm bunlara dikkat etmiyor, 10 sene evvel anlattığımız müfredatımızı aynı şekilde ve aynı tarzda anlatıyor ve geçiyor muyuz?
O zaman ortaya çıkan başarı ya da başarısızlık kimin olur? Onu bence bir sorgulayalım.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.